BAŞKENT GÜNDEMİ: DOKTORLARDAN SONRA EN ÇOK CAN KAYBI MALİ MÜŞAVİRLERDE!

Başkent Gündemi'nin yeni konuğu, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Şahin...

Kanal Ankara'dan Rümeysa Teksan'ın sorularını yanıtlayan Şahin, Koronavirüs salgınının Mali Müşavirleri hem ekonomik hem de fiziksel yönden olumsuz etkilediğini söyledi. Akademik meslekler içerisinde sağlıkçılardan sonra en çok kaybı verdiklerinin altını çizen Şahin, pandemi döneminde Maliye Bakanlığı önünde yaptıkları eylemin detaylarını paylaştı.

Ali Şahin'in açıklamaları şöyle: 

Koronavirüs muhasebecileri ve mali müşavirleri nasıl etkiledi?

Korona ülkemizde yoğun şekilde hissedilmeye başladığında, insanlara ‘evden çıkmayın’, ‘evde kalın’ çağrıları yapıldı. Bazı şeyler ertelendi, ötelendi. Meslek grubumuzun aylık rutin olarak göndermek zorunda olduğu beyannamelerden dolayı, ‘evde kalamayanlar’ kategorisine girdik. Bu süreçte sokağa çıkma yasaklarında dahi bürolarımız gidip beyannamelerimizi göndermek zorunda kaldık. Mart ayındaki beyannamelerin ertelenmesiyle ilgili çok yoğun taleplerimiz oldu; dilekçeler verdik, sosyal medyada kampanyalar düzenledik. Her türkü yöntemi denedik ama burada bir sonuca varamadık. 19  Mart’ta Maliye Bakanı’nın katıldığı bir televizyon programında ‘bize erteleme talebi gelmedi, gelirse değerlendiririz’ gibi bir açıklaması oldu. Akabinde, yaptığımız işle ilgili, ‘beyannameler zaten bir tuşla gönderiliyor’ gibi bir cümlesi oldu. Oysa o beyannameler bir tuşla gönderilirken, o tuşa basacak ana gelene kadar aşamalar var. Bizim talebimiz de aşamalardan dolayıydı. Beyannameleri vermemiz için gelir-gider faturalarını işlememiz gerekiyor, o faturaları müşterilerden alıyoruz ya da onlar bürolarımıza getiriyorlar. Temas söz konusu. Hadi temas olmadı diyelim, kargoyla geldi. Yüzlerce insanın elinin değdiği evraklar olduğu için yine bir risk söz konusu.  

ALİ ŞAHİN NEDEN KENDİSİNİ BAKANLIĞIN ÖNÜNE ZİNCİRLEDİ?

Erteleme talebimiz karşılık görmeyince, Ankara Mali Müşavirler Odası olarak Maliye Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptık, hatta kendimizi bakanlığın demirlerine zincirledik. Burada yaptığımız şey bir çığlıktı aslında, sesimizi duyurmak için attığımız bir çığlıktı. Tabi bunun sonucunda da gözaltına alındık. 

Peki o süreç nasıl gelişti? Türkiye genelinde, diğer oda başkanlarından bir tepki geldi mi?

Türkiye genelinde başka bir odamızda böyle bir şey olmadı. Hatta pandemi döneminde bizim yaptığımız eylem dışında hiçbir eylem de olmadı. Oraya 12-13 kişi gittik, sosyal mesafemizi gözeterek. Meslektaşlarımızı çağırsaydık, oraya binlerce insan gelirdi. Gözaltından sonra genelde dava açılmaz ama bizim hakkımızda dava açıldı. İfadelerimiz alındıktan sonra ilk celsede beraat ettik.  Cuma günü biz böyle bir girişimde bulunduk, Pazartesi günü o ay yapmamız gereken beyannamelerle ilgili erteleme geldi. Ama sonraki süreçte mücbir sebepten dolayı bazı beyannameler ertelendi. Ertelenmeyen beyannameler olduğu için, bizim 50 tane 100 tane müşterimiz var. Ya da bağımlı çalışan meslektaşlarımız mücbir sebep kapsamında olmadığı için yine de bürolarına gitmek zorunda kaldılar. İşte o yüzden evde kalamadık, sokağa çıkma yasaklarında özel izinlerle çalışmak zorunda kaldık. 

ŞAHİN: DOKTORLARDAN SONRA EN ÇOK KAYBI BİZ VERDİK 

Bu dönemde Koronavirüs’e yakalanan meslektaşlarınız oldu mu? Ya da bu sebepten hayatını kaybeden oldu mu?

Attığımız çığlığın maksadı meslektaşlarımız Koronavirüs’e yakalanmasın, sadece kendileri değil… İlişki içerisinde oldukları insanlara da bulaştırmasınlar. Türkiye genelinde 120 bin kişiyiz. Bunların ilişki içerisinde olduğu insanlar, yanlarında çalışanlar ve onların ilişki içerisinde olduğu insanları da düşündüğümüzde yaklaşık 1 milyona yakın bir camia. Bu yüzden ‘evde kalamayanlar’ grubunda bulunmayalım diye bir girişimde bulunduk. Ne yazık ki bu süreçte 20’nin üzerinde meslektaşımızı kaybettik. Akademik meslekler içerisinde doktorlardan sonra en çok kaybı veren meslek camiasıyız.  En son, geçtiğimiz günlerde Adana Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Başkanımız Turgut Telli’yi kabettik. Kayıplarımız, Korona sürecinde çalışmak zorunda olduğumuz için fazla oldu. Oysa biz bunu en aza indirilmesi için bütün gayretleri sarf ettik. 

HASTANE KORİDORLARINDA KORONA KUYRUĞU!

MALİ MÜŞAVİRLER KDV İNDİRİMİ İSTİYOR

Bundan sonrası için destek ya da düzenleme bazında hükûmetten beklentiniz nedir?

Bir sürü teşvikler açıklandı, bir sürü indirimler yapıldı. Bizim pandemiden önce de bir KDV sorunumuz vardı, yıllardır var. Hizmet sektörü olduğumuz için %18 KDV kesiliyor. İddiamız da şu; bizim kesmiş olduğumuz ve gelir beyan ettiğimiz KDV, %99.9 karşılığı vergi mükellefi olduğu için, bizler gelir beyan ediyoruz onlar da gider beyan ettiği için aslında nötr bir durum söz konusu. Dolayısıyla, bizim kestiğimiz makbuzlarda indirilecek bir KDV’den Hazine ve Maliye Bakanlığının bir kaybı olmayacak. Bu KDV’nin mümkünse %1’e mümkün değilse de en azından %8’e indirilmesini talep ediyoruz. Şu son dönemde bazı sektörlere, geçici süreyle de olsa, bazı indirimler geldi. Biz bu dönemde bunu talep ediyoruz. En azından bu pandemi sürecinde KDV’lerimizi indirin. 

MİMARLAR MÜHENDİSLER ODASINDAN SİPERLİK DESTEĞİ 

Pandemi süreci içerisinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği halinde gittik. Talep eden bütün meslektaşlarımızın bürolarını dezenfekte ettirdik. Meslektaşlarımıza siperlik de yaptırdık. Meslek örgütlerinin dayanışması içerisinde, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası maliyetine ürettiler, kâr amacı gütmeden. Hatta 30 bin tane doktorlara, talep ettiğimiz kadar da bizim için ürettiler. 

ANKARA'DA TAKSİCİLERDEN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA TAM DESTEK!

ANKARA’DAKİ VAKA ARTIŞININ SEBEBİ, AYASOFYA’YA GİDENLER Mİ? 

Peki Ankara’da vakalar neden arttı? Bunun sebepleri sizce neler olabilir? 

Birden fazla etkeni var; Ankara’nın başkent olması, bütün bakanlıkların burada olması. Dolayısıyla Türkiye’nin her tarafından insanlar, burada resmi kurumlarla işi olduğunda çözmek için buraya geliyorlar. Merkezi sınavların bir çoğu Ankara’da yapılıyor, çevre illerden gelenler var.  Çevre illerden taşınmış insanların o illerde bağlantıları var, akrabaları var, gidip geliyorlar. Bir de tabi toplu alanlarda yaşanan sıkıntılar var. Bazı belediyelerimiz Ayasofya’nın açılışına vatandaşları götürmekle övündüler. Bir tanesi rakam açıkladı; ‘1453 kişiyi gönderdik’ diye. Resmi rakamlar elimizde yok ama oraya 5 ila 10 bin arasında insanın gittiğini biliyoruz. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Ankara’da daha fazla vaka artışı görmüş olduk. 

Peki hastanelerin yeterliliği ile ilgili sıkıntı nedir? Yoğun bakımda ve servislerde yer kalmadığı, test kitlerinin yetersiz olduğu iddiaları var… 

Sayılar azalmaya başladığında, meslek odaları özellikle tabip odaları bu konuya çok dikkat çektiler.  ‘Bu rakamlar açıkladığınız gibi değil’ dediler. Hatta siz bu rakamları düşük açıkladıkça insanların tedbirleri de azalıyor. Siz olayın vehametini ortaya koyduğunuzda belki insanlar önlemlerini daha da artıracak. O yüzden biz Ankara’da meslek örgütleri olarak, Hastanelerimizi Açın Platformu’nu oluşturduk. Talebimiz de şuydu, bu köklü hastanelerimizi yeniden açın. Zaten kapatılmaması için de bir kampanyamız vardı. Pandemi gösterdi ki, Şehir Hastaneleri’nin çok doğru bir yaklaşım olmadığı ortaya çıktı. Bütün hastaneleri bir araya topluyorsunuz; salgın olduğu zaman siz pandemi olmayan insanlarla pandemili hastaları bir araya getiriyorsunuz. Yüksek İhtisas, Numuna Hastanesi bu kapanan hastaneleri yeniden açın, buraları pandemi hastanesi yapın en azından diğer hastaları koruyun. Biz bu kampanyayı mart ayından beri yapıyoruz. Açılmasıyla ilgili bir girişim olduğunu duyduk. Gerçekten bu girişim sonuçlanırsa, bundan vatandaşlar da faydalanacak, ülkemiz de faydalanacak. Ankara’da pandeminin daha fazla yayılmasını engelleyecek faydaları olacak. 

Ekonomi pandemi gelmeden önce nasıldı? ‘Zaten kötüye giden bir ekonomimiz vardı da pandemi bunun tuzu biberi oldu’ diyebilir miyiz?

Pandemi olmasaydı bile ekonomik verilerimiz çok iyi gitmiyordu. Biz pandemiye ekonominin kötü olduğu bir zamanda yakalandık. Diğer ülkelere göre bundan 2 kat 3 kat fazla etkileniyoruz. Pandemi ilk başladığında bütün ülkeler bunlarla ilgili paketler açıkladı. Bu paketlerin büyük bir kısmı nakdi ve ayni yardımlara dayanıyordu. Bizde 100 milyar liralık bir paket açıklandı. Bu paketin büyük bir kısmı, %97’si erteleme ve ötelemelerden oluşuyor. Devletin alacağından vazgeçme bile değil, erteleme… 

DÜĞÜNLER BAŞLADI, ALTIN YÜKSELDİ: KUYUMCULAR NE DURUMDA?

Kredi meselesi, gerek esnafa gerek vatandaşa devletin açtığı ucuz krediler… Buradaki yanlışlar nelerdir?

KONUT KREDİLERİ: BU KREDİLERİ KULLANAN DA KULLANMAYAN DA ÖDEMİŞ OLACAK 

Esnaf haklı olarak şunu söylüyor, ‘sıfır faizle bile verseniz ben bunu ticaretime devam edemediğim için nasıl ödeyeceğim?’… Küçük esnafı korumamız lazım, verilen bu kredilerin geri dönüşünün olmaması lazım ki, esnaf ayakta kalabilsin. Yapısal önlemler alacağımıza, geçici önlemler alıyoruz. İnşaat sektörü durdu, burada bu canlılık olsun diye kredileri reel faizin altında kullandırtıyoruz. Aslında bunu da topluma yıkıyoruz. Kamu bankaları bu kredileri zararına verdi. Bir de bunların geri dönüş olmayacağını düşünün, dolayısıyla görev zararı yazıldığı zaman Hazine’ye eksi olarak yansıyacak. Bu kredileri toplumun tamamı kullanmış olacak, tıpkı döviz bazında geçiş garantisi olan köprülerde olduğu gibi… 

BANKALAR EMLAKÇILIK MI YAPACAK?

Hatta bir banka müdürünün itirafı vardı, ‘yakında emlakçılarla rekabet edecek hale geleceğiz’ diye. Ne kadar düşük faizle olursa olsun, bu krediler ödenmeyecek. O evler de bankalara kalacak ve bankalar da bir nevi emlakçılık yapmış olacak. 

KORONAVİRÜS EMLAKÇILARI NASIL ETKİLEDİ?

MALİ MÜŞAVİRLER DE EKONOMİK AÇIDAN KÖTÜ ETKİLENDİ 

Esnafın ve ticaretle uğraşanların düştüğü sıkıntılardan en çok etkilenenler de biziz. Bizim gelir kaynağımız bunlar, eğer esnaf ve ticaretle uğraşanlar para kazanamazsa dolayısıyla bizim ücretlerimize bunlar olumsuz yansıyacak. Biz hizmetimizi satıyoruz, görünür bir şey olmadığı için de çok kolay gözden çıkarılabiliyor. Bizi hem iş yükü hem de maddi anlamda zorlu bir süreç bekliyor. 

Yapısal önlemler dediniz, esnaf ve iş adamları istihdam sağlanmasını talep ediyor… Ücretsiz izin işten çıkarmanın yasak olması konusunda ne dersiniz?

18 yıldır bu ülkede betona dayalı bir ekonomi var. Ekonomistlerin çoğu da ‘üretim’ diyor. İhracatımız ithalatımızı geçemediği sürece bu krizleri pandemi olsa da olmasa da yaşamaya devam edeceğiz. Üretimi teşvik etmek ve üretim yapacaklara destek olmak gerekiyor ki bu yapıyı terse çevirelim. Ne yazık ki bu dönem içerisinde Cumhuriyet’in kazanımı olan bir sürü fabrika özelleştirildi. Bunların %80’i %90’ı kapısına kilit vurmak zorunda kaldı…

ÖNLEMLER ALINMAZSA SAĞLIK SİSTEMİNDE ÇÖKÜŞE GİDİLEBİLİR

Son olarak sağlık emekçilerine verilmeyen ek ödemeler; Sağlık Bakanı Koronavirüs’e yakalanan sağlıkçıların maaşlarından kesinti olmayacağını ve ödemeleri 3 ay alabileceklerini söyledi ama siz bu konuda ne dersiniz?

Geçmişte saldırıya uğrayan ama bu dönemde büyük bir öz veriyle çalışan bir kesim sağlık emekçileri. Görünür hale geldiler, ne kadar gerekli ve önemli oldukları anlaşıldı. Pandemiye yakalanan sağlıkçıların evde dinlenmesi gereken yerde, ücretleri kesildi. Meslek hastalığı sayılmadığı için almaları gereken ücretlerde sıkıntılar yaşandı. Siz bu önlemleri almazsanız, bir sürü sağlıkçı istifa etmeye başladı, çalışan sağlıkçı bulamayabilirsiniz ileride. Hem tehlikeye giriyorlar hem emeklerini karşılığını alamıyorlar. Bu önlemlerin alınması lazım yoksa sağlık sisteminde bir çöküşe doğru gidebiliriz. 


Yorum Gönder

Yorumlar