LOKANTACILAR DERTLİ! KORONAVİRÜS SALGINI LOKANTACILARI NASIL ETKİLEDİ?

Ankara esnafının problemlerinin konuşulduğu tek program olan Esnaf İşi’nin yeni konuğu, Lokantacılar Kebapçılar ve Köfteciler Esnaf ve Odası Başkanı Mehmet Aztekin.

Rümeysa Teksan’ın sorularını yanıtlayan Aztekin, koronavirüs salgınının lokantacılara olan etkisini değerlendirdi. Alınan önlemlere de değinen Aztekin, lokantalardaki masaların azaltılmasına rağmen boş kaldığının altınız çizdi.  

Aztekin’in açıklamaları şöyle: 

Koronavirüs salgını lokantacı esnafını nasıl etkiledi?

Salgın lokantacıları %80 etkiledi. 17 Mart Salı günü valimiz ile görüştük. ‘Lokantalar açık ama tamamen açık diyemem’ dedi.  20 Mart Cuma günü sayın cumhurbaşkanımız açıklama yaptı. ‘Türkiye genelinde bütün lokantalarda masa sandalye kalkacak, paket servis olacak’ dedi. 1 Haziran’a kadar 68 gün lokantalarımız kapalıydı. Ulus civarında; Çankırı Caddesi, Rüzgarlı Sokak, Posta Caddesi bütün lokantalar kapalıydı. Burası merkez olduğu için örnek veriyorum, Türkiye genelinde de böyledir. Bu iki ay zarfında vatandaşlar evine ekmek götüremedi, işçisinin parası kaldı, kiralarını ödeyemediler. 

Devletimiz 25 bin TL 3 ay ödemesiz kredi verdi. Çalışan işçilere de kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği verdi. Çok etkiledi öyle ki, işçilerini çıkardılar işler açılınca eski müşteri kapasitesi yok. 1 Haziran’da ‘lokantalar servise açılacak’ diye açıklama oldu. Büyükşehir Zabıta Daire Başkanı ile Etimesgut, Bağlıca, Ümitköy’de geziler yaptık, kurallara uyuluyor mu diye. Elbette uyuyorlar. 

Biz zaten kötü etkilendik, virüs olmadan önce de öyleyiz. Bunu bütün yetkililere ilettik. Yan yana lokantalar, olmaması gerekiyor. Bir lokanta ile diğer lokanta arasında en az 1 km olması gerekiyor. Karşısına dükkan açıyor, o  15 liraya veriyorsa 10 liraya veriyor. Türkiye’de bir başı boşluk var. 1990 yılına kadar fiyat tarifelerini belediyeler veriyordu. Fevkalade denetliyorlardı. 1990 yılında sayın Akbulut Başbakan iken, sayın Murat Karayalçın Ankara Belediye Başkanı iken, tarifeleri odalara bıraktı. Elbette odalar nasıl kâr nasıl zarar ettiğini çok iyi bilir. Enflasyona göre senede bir kere fiyat  tarifeleri ayarlanıyor, Birlik’e gönderiliyor. Birlik’te 5 kişilik Tarife Komisyonu var. 15 yıldır orada başkan yardımcısıyım. Fiyatları makul görürsek onaylıyoruz, Birlik’in yönetimine sunuyoruz. Yüksek görürsek, ‘tekrar hazırla getir’ diyoruz. Denetimler olmuyor, herkes tutturduğu fiyatı veriyor. 

Bir de merdiven altı var, kayıt dışı yerler. Oda’ya kayıtlı değil, vergiye kayıtlı değil. Sağda solda, merdiven altında, sokakta… Bakkal köfte satıyor, bakkal çorba satıyor. Denetimler çok yetersiz. Şu anda Tarım Bakanlığı denetliyor, onlarda da yeterli personel yok. Vergi mükellefiysek, Tarım’a kayıtlıysak denetim oluyor ama ona kayıtlı değilsen hiç denetim olmuyor. Başıboşluk oluyor. 

Son dönemlerde bir şey çıktı; 100 gr döner 10 lira. Etin kilosu 65-70 lirayken, nasıl 10 liraya döner veriyorsun? Bir kilo etten 6 porsiyon döner çıkıyor. Hâl böyleyken, nasıl kurtarıyor?  Yarı yarıya yağ katıyor, halkın sağlığıyla oynuyor. Biz diyoruz ki, ‘kendi yemediğinizi bir başkasına yedirmeyiniz’. 

Esnaf ve sanatkar ihmal ediliyor. Bir semtte, bir sokakta bir lokanta varsa ikinci şahıs gelip onun yanına lokanta açmasın, belediye bunu önlesin. Çırak bulmakta ve yetiştirmekte de zorlanıyoruz. 

Sayın cumhurbaşkanımız, ‘her şeyi devletten beklemeyin, istihdam yaratın’ diyor. Elbette istihdam yaratıyoruz, iş yeri açıyoruz  ama biz de çok mağdur oluyoruz. Geçmişte ‘asgari ücretten vergi alınmasın’ diye söz verilmişti. Söz verildi ama yapılmadı. Asgari ücretten vergi alınmasa benim esnafım evindeki hanımını da oturduğu yerden sigortalı yapar. Vergiydi, sigortaydı esnafın belini büküyor. Esnaf kirasını ödeyemiyor. Gökten yağmur yağsa lokantacının başına taş düşüyor. 

Esnaf ayakta duramıyor. Lokantacıların işleri %80 düştü. 15-20 masalık bir lokanta öğlen full doluyorsa, artık 4-5 masa anca doluyor. Vatandaş virüs nedeniyle yemek yemeye gelmeye de korkuyor. Esnaf işçisini çıkaramıyor, o  da yasak. Çok sıkıntımız var.

Normalleşmeyle birlikte açılan yerlere bir takım önlemler getirildi. Masa azaltma gibi, maske zorunluluğu gibi ya da bazı restoranlarda lokantalarda menüler kaldırılarak karekod uygulamasına geçildi. Bunlar sizi nasıl etkiledi? 

Maskeyi belediyeler de dağıttı. Maske de bir sıkıntı yok, maske biz herkese veririz. Yeter ki insanlar hayatta kalsın. ‘Hijyen kurallarına uyun, maskenizi takın, mesafeyi koruyun müşteriye öyle hizmet edin’ diye uyarıyoruz. 

Vatandaş kendisi çekiniyor. Lokantalara fazla müşteri gelmiyor. Ama dışarıda bakıyorsun adamda ne maske var ne mesafe var. Görüyorsunuz vaka sayısı da binin altına düşmedi. 

Masa azaltma sizi nasıl etkiledi? 

Masa azalttığımız halde masalar dolmuyor. Önceden 20 masalık lokanta full oluyorsa, şimdi 10 masaya düştüyse 10 masa dahi dolmuyor. Mesafe koymak bizi etkilemiyor, yeter ki müşteri gelsin. 


Yorum Gönder

Yorumlar