ANKARA'NIN METROPOL İLÇELERİNDEN GÖLBAŞI HAK ETTİĞİ DEĞERİ GÖRÜYOR MU?

Ankara esnafının sorunlarının konuşulduğu tek program olan Esnaf İşi’nin yeni konuğu, Gölbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yıldırım İsa Albut.

Albut ile, Gölbaşı’nın ekonomik ve sosyal yapısını, Koronavirüs salgınının ilçeye ve ilçe esnafına etkilerini konuştuk. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının Gölbaşı’ndaki son temsilcilerinden de bahsettiğimiz bu programı kaçırmayın… 

İsa Albut’un açıklamalarının tamamı şöyle:

Geçmişte aslında bir yerleşim alanı olmayan, içerisinde han bulunan, Ankara dışından Ankara’ya gidenlerin konakladığı dinlendiği bir bölge olarak başlıyor.  Gölün etrafındaki tuğla ocakları, çömlekçiler Gölbaşı’nın ilk ticari faaliyetleri olarak başlıyor. Daha sonra nahiye, arkasından ilçe ve metropol ilçe olarak bugünkü halini alıyor. Şu an yaklaşık 150 bin nüfusumuz olan Ankara’nın metropol ilçelerinden birisiyiz. 

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GÖLBAŞI...

Gölbaşı’nın ekonomik yapısı, ilk başlangıç noktası biraz evvel söylediğim gibi göl etrafındaki toprağın,  tuğla ve çömleğe uygun olmasından dolayı çömlekçilikle başlıyor. Göller her zaman ön planda. Mogan ve Eymir göllerimiz, her zaman Gölbaşı’nın ana unsuru olarak; turizme ve çevredeki insanların göz bebeği olarak bugünkü halini alıyor.

Gölbaşı’nda turizm haricinde, üniversite kenti diyebiliriz. İlçemizde bulunan Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi merkezdeki kampüsleri, Atılım Üniversitesi yine ilçemizin sınırları içerisinde. Bu kampüslerde öğrenci sayımız oldukça yüksek. Fakat içerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinden dolayı, üniversiteler ve diğer eğitim kurumları ara vermek zorunda kaldı. Üniversite kenti, turizm kenti, bunun yanında tarım… Yüzölçümüne baktığımızda Gölbaşı Ankara’nın hemen hemen en büyük yüzölçümüne sahip ilçemiz. Bir çok ilçede olmayan birden fazla kriter ve son olarak da bacasız sanayimiz… Gölbaşı’nda uluslararası ticaret yapan büyük firmalara, aynı zamanda stratejik durumda olan bir çok kuruma; Aselsan, Türksat gibi ev sahipliği yapıyor. Bunların hepsi ilçemizde katkı sağlayan ama toplamına baktığımızda, Gölbaşı’nın değerlerini gözden geçirdiğimizde olması gereken yerde olmadığını görüyoruz. Hem ekonomi olarak, hem sosyal hayat olarak, hem de turizm olarak çok daha iyi noktalara taşımak Gölbaşı için kaçınılmaz. 

Belki konum olarak da bir avantaja sahip olabilir mi? Merkeze diğer ilçelerden daha yakın olması bir avantaj gibi mi? 

Bugünün şartlarında bir dezavantaj. Bunu avantaja çevirmemiz gereken bir durum, dikkat çektiğiniz konu. Gölbaşı’ndan çok şehir merkezinde  alışveriş konusunda insanların tercih yapması, bizim için bir dezavantaj. Gölbaşı’ndaki insanların bırakın şehir merkezinde alışveriş yapmasını, tam tersine  buradakini koruyarak, şehir merkezindeki insanları da alışverişe getirebilecek faaliyet yapılması gerekiyor.  İstediğimiz noktaya şu an gelmiş değil.  

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ EL SANATLARI GÖLBAŞI'NDA...

Gelirken gördük dikkatimizi çekti, bir Sanat Sokağı var. Biraz da ondan bahsedebilir misiniz? Sanat Sokağı nedir? Ne zaman kuruldu? 

Gölbaşı’nda babadan oğula geçen, kaybolmaya yüz tutmuş olan birden fazla sanatkarımız var. İki yıl önce Kalkınma Ajansı projesi olarak, yerel yönetimin bir projesi yapıldı. Sahil Parkı üzerinde sanat Sokağı olarak bir alan belirlendi.  Burada şu an 4 adet sanatkarımız var. Birincisi, Ankara’nın tek çömlek ustaları, üç kardeş birlikte çalışıyorlar. Velihimmetli köyünde bir üretim yerleri var ama burada da teşhir olarak bazı materyalleri üretebilecekleri bir alanları var.  Bir diğeri, bakır işlemecisi ve kalay ustamız, oğlu da yanında. Ciddi anlamda insanlarımızda geçmişe bir özlem var; bakır işlemeleri konusunda talepler oluyor, yoğun ziyaretler alıyor. Üçüncü sanatkarımız, el yapımı bıçak yapan ve dünya çapında koleksiyonerlere de siparişle bıçak üreten Turan ustamız var. Bu ustamızın da yine oğlu baba mesleği olarak devam ettiriyor. Bir diğer ustamız; uzun yıllar önce geçirdiği bir iş kazası sonucu, elektrik çarpması sonucu engelli olan fakat hayata küsmeden toplumda yerini almış, yumurta kabuğu ustası olarak faaliyet gösteriyor. Çocukluktan gelen, babadan kalma bir ahşap oyma merakından sonra şu anda da yumurta kabuğu işleme sanatını başarıyla yapan ustamız. 

Bizim en büyük lokomotiflerimizden biri olan, Andezit taşımız var. Ankara’nın pek çok tarihi binasının yapımında kullanılan Andezit taşımız Gölbaşı’nda çıkmakta. Bu taşı el emeğiyle işleyen ya da fabrika ortamında işlenip değişik sektörlerde kullanılır hale getirip, Gölbaşı ekonomisine de çok ciddi katkısı olan fakat son yıllarda biraz ihmal edilen bir sektörümüz var.  İş hacmi ve istihdam olarak Gölbaşı için bir nimet. 

KORONAVİRÜS SALGINI GÖLBAŞI ESNAFINI NASIL ETKİLEDİ?

Koronavirüs salgını Gölbaşı esnafını nasıl etkiledi?

Dünyada  hiç beklenmeyen,  bugüne kadar da hiç birimizin karşılaşmadığı bir süreç oldu. Özellikle ticari kısımda, küçük esnaf dediğimiz işletmelerimize olumsuz yansıdı. Esnaf kesimimizin büyük çoğunluğu günübirlik kazançlarla, kısıtlı sermayeleriyle ticaret faaliyetlerini sürdüren daha çok emeğe dayalı ve birikimleri çok fazla olan bir kesim değil. Bu süreçte devletimiz bazı imkanlar sundu, desteklerde bulundu. Süreç sıkıntılı ve sonunun da ne zaman geleceği belli olmayan bir süreçteyiz. Ciddi anlamda esnaflardan sıkıntı yaşayanlar oldu. Bunun yanında ek maliyetler de geldi. Tüm işletmelerde tedbirler kapsamında kişilerden, müşterilerden çok işletmeler sorumlu hale geldi. Buradaki eksiklikler, yanlışlıklar ciddi anlamda ekonomik sıkıntılar doğuruyor. Alınacak tedbirler kapsamında, işletmeyle müşteri arasında hoş olmayan tartışmalara bile yol açabilen sıkıntılar yaşanmakta. Bu işi hem ekonomik hem sosyal boyutu var. Şu anda her ne kadar önlemler alınsa bile, insanların dışarı çıkmakla ya da kalabalığa girmekle ilgili bir tedirginliği var. 

Peki destekler konusu… Gerek belediyelerin gerekse hükûmetin sağladığı desteklerden ne kadar faydalanabildiniz mi?

Vergilerde olsun, bazı ödemelerde olsun devletimizin sağladığı ertelemeler oldu. Bunun yanında kredi finansmanı sağlandı. Kredi finansmanında başlarda biraz zorluklar yaşandı fakat ilerleyen zamanlarda ulaşım biraz daha kolaylaştırıldı, %100 olmasa bile büyük çoğunluğa ulaşım sağlandı. Mühim olan krediyle değil de güçlü bir esnaf yapısıyla, bizlerin kendi ayaklarımız üzerinde durması ve oluşabilecek güçlükler karşısında devletimize herhangi bir yük gelmeden kendi zorluklarımızı kendimizin aşabileceği bir esnaf yapısı oluşturmak. Bunun için de illa Koronavirüs gibi zorlu süreçler beklenmeden alınabilecek tedbirler, zamanında alınarak esnafın sıkıntılı işlemleri bir şekilde kolaylaştırılmalı. İçinde bulunduğumuz günlerde her ne kadar bazı işletmeler tekrar kapılarını açsa da; kıraathaneler gibi kafeler gibi… Oyunların oynanmamasına izin verilmemesi, insanların sosyal etkinliklerini yapmak için bir araya geldikleri alanlar, bunları yapamamaları esnaf için en büyük sorun. 

Düğünlerin ertelenmesi mesela? Çünkü düğün sektörü Gölbaşı’nda etkin bir sektör… 

Düğün sektörü Gölbaşı’nda aslında, Ankara’nın en çok düğün salonu olarak tercih edilen bölgesi. Bu dönem Covid-19’dan dolayı maalesef bir süre kapalıydı. Açıldı, belli şartlarda ama yine de insanlar düğün yapmaktan ve kalabalığa girmekten kaçınır oldu. Bu sektör de oldukça sıkıntılı.

Belediyeler bazındaki yardımlardan faydalanılabildi mi? Gerek Gölbaşı Belediyesi gerek Büyükşehir’den olsun… Esnafa ne gibi destekler sağlandı.

Başta Mansur Yavaş ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Görüşmelerimiz sonucunda; hijyen kiti sağlanması, nakit destek sağlanması kapanan iş yerlerine ve açıldıktan sonraki süreçte de Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak zor günlerde yanımızda oldular. Gölbaşı Belediyesi, esnaf odasıyla değil kendisi birebir esnafa destek olmayı tercih etti. O yüzden Gölbaşı Belediyesinin esnafa ne kadar ne destek verdiği konusunda bizde net bir şey yok. Salgın başladığı günden bugüne, bazı yazışmalar yapmamıza rağmen maalesef Gölbaşı Belediyesinden esnaf odasına bir dönüş alamadık. 

İçinde bulunduğumuz süreç itibariyle, insanlar daha şehirden uzak sakin yerleri tercih etmeye başladılar. Hem yaşamak hem de çalışmak için, özellikle home-office de gündeme geldikten sonra. Gölbaşı da biraz buna müsait. Önümüzdeki süreçte bu durum Gölbaşı ekonomisini nasıl etkiler? 

Ülkemizin deprem kuşağında olması, çok katlı tercih etmeme sebebiydi. Covid-19’la birlikte biz çok katlı binalardan çok doğaya, bahçeye, toprağa dokunabileceğimiz alanlara yönelmemiz gerektiğini anladık.  İnsanlar çalışma ortamı olarak plazalardan, iş yerlerinden ziyade evden uzaktan çalışma yöntemiyle, yapılabiliyorsa bu tercih sebebi haline geldi. Haklı olarak bir çok kez sokağa çıkma kısıtlamaları oldu. Orada da dört duvar arasında değil, en azından kendimiz  yetişkin olarak belli bir yere kadar tolere edebiliyoruz ama çocuklarımız bu süreçte hem fiziksel hem psikolojik olarak maalesef olumsuz etkilendiler. Bahçeli ya da toprağa dokunabilecekleri alanların ne kadar ihtiyaç olduğunu da hissettik. 

HOBİ BAHÇELERİ SUİSTİMAL Mİ EDİLİYOR?

Gölbaşı bu konuda oldukça talep alan bir bölge. Haklı olarak tarım alanlarının da korunması gerekiyor. İnsanlar hobi bahçeleri adı altında; ekonomik gücü çok elvermeyen bir kesim hobi bahçesi olarak alıp içerisine küçük bir yer yapıp, doğayla iç içe olmak istiyorlar. Bunun yanında suistimaller de oluyor tabi, hobi bahçesi adı altında villa niteliğinde yapılar yapılıyor. İnsanların doğayla buluşması için, böyle bir özlemi varsa bununla ilgili bir düzenleme yapılıp ona göre kriterlerin belirlenip, bu ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Her ne kadar detayını bilmesem de Gölbaşı Belediyesinin hobi köyü olarak bir proje yaptığını duyduk. İnşallah hobi bahçesi tarzında olan bu talepleri karşılayabilecek ayakları yere basan bir projedir. İnsanların bu ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında hobi bahçelerinin emlaktan tutun mobilya sektörüne kadar, peyzajdan ağaçlandırmasına kadar bir çok sektöre katkısı var. Devletimizin belirleyeceği kurallar çerçevesinde bu ihtiyacın bir şekilde karşılanması gerekiyor. Emlak sektörü de Gölbaşı’nda çok ciddi bir potansiyeli olan, Ankara’da çok tercih edilen bir bölge olmasından ötürü alım satımlarında hızlı olduğu bir bölge. 

Emlak sektörünün etkinliğinden bahsetmişken, düşük faizli konut kredileri buradaki emlak  sektörünü nasıl etkiledi? 

Türkiye’de olduğu gibi olumlu etkiledi. Devletimizin bu konuda doğru bir karar aldığını düşünüyorum. Fakat, bunu da suistimal edenler oldu. Emlak fiyatlarını normal seyrinden farklı bir hale getirdiler. Bu sefer de konut fiyatları arttı. Bu artışlar insanlarda soru işaretleri oluşturuyor, buna rağmen çok hızlı satışlar oldu. Devletimizin aldığı bu karar piyasayı canlandırmış oldu. Sadece konut olarak değil, arsa arazi olarak da ciddi anlamda hareket sağladı. Yatırımcının da toprağa parasını bağlayabileceği bir zemin oluştu. Alınan karar ilçemize olumlu yansıdı. 

Organik ve vegan beslenmeye olan talep, Gölbaşı’nın tarım arazileri göz önünde bulundurulduğunda nasıl bir etki yapar? Şimdi olmasa bile önümüzdeki süreç için… 

Ele aldığımız her bir konu Gölbaşı için bir fırsat. Tarım konusunda gayet verimli arazilerimiz var. Maalesef babadan, dededen kalma yöntemlerle devam etmesi, sulu tarım konusunda her ne kadar branşımız olmasa dahi, edindiğimiz bilgilere göre sulu tarımın yapılmasının doğru olacağını  görüyoruz. Katma değerli ürünlerin kazandırılması; üretilen ürünlerin kurutularak ya da konserve hale getirilerek sadece kendi mevsiminde değil, sadece kendi bölgemizde değil, yurt içinde ve yurt dışında değerlenebilecek ürünler haline getirilmesi Gölbaşı için tarım açısından çok ciddi potansiyel. Bireysel olarak uğraşan arkadaşlarımız var. Yatırımlar yaptılar, ciddi de geri dönüşler alıyor. Kaymakamlığımız Ballıköy diye bir proje hazırladı. Gerçek anlamda Gölbaşı’na değer katacak potansiyeli var, özellikle doğal beslenme anlamında. 

Ağustos-Eylül gibi okulların açılması planlanıyor. Gölbaşı esnafı öğrencileri karşılamaya hazır mı? Bir de onlıne eğitim konuşuluyor, böyle bir durumda emlak sektörü başta olmak üzere diğer sektörler nasıl etkilenir?

Bizim üniversite öğrencilerimiz konusunda geçmişte barınmayla ilgili sıkıntılarımız vardı. Fakat Kredi Yurtlar Kurumunun ciddi yatırımları oldu. Çok yüksek kapasiteli yurtlar kazandırıldı ilçemize. Bunun yanında özel yatırımcılar güzel işletmeleri hazırladılar. Kapasite olarak da hizmet olarak da gayet güzel tesislerimiz var. Bunda bir sıkıntı şu an için yok. Bunun yanı sıra sosyal alanlarda, üniversite bölgelerinde işletmelerimiz yıllardır kendilerini üniversite öğrencilerine hizmet verecek duruma getirdiler. Geçmiş yıllarda,  Gölbaşı’nda öğrencilerin yeterince zaman geçirmemesi ya da kendini buraya ait hissetmemesi gibi nedenler ötürü; üniversitedeki hocalarımızla, üniversite öğrencilerimizi bölgedeki esnaflarımızla bir araya getirdik. En azından esnafın nerelerde eksiği var, üniversite öğrencilerinin beklentisi nedir? Öğrencilerimizi nasıl burada tutabiliriz ile ilgili çalışmalar yaptık. Bazı olumlu sonuçlar oluyor ama bunlar hak ettiğimiz düzeyde değil. Sosyal donatı olarak biraz daha eksiğimiz var Gölbaşı olarak. Bunların kazandırılması yerel yönetim olarak, ilgili kurumlar olarak öğrencilerimizin hakkı. Biz Gölbaşı olarak öğrencilerimizi misafir etmeye hazırız. 


Yorum Gönder

Yorumlar